Adres : Ziya Gökalp Cd. Sağlık 2. Sk. 63/10 Kolej/Ankara
Telefon : +90 (0312)431 93 35

27.09.2004 tarihli Hürriyet Gazetesi'nde yayımlanan haber.

27.09.2004 tarihli Hürriyet Gazetesi'nde yayımlanan haber.

Hastanın tedaviyi yarıda kesip kaçtığını Nazilli Verem Savaş Dispanseri savcılığa ihbar etti. Dr. Seren Arpaz’ın ihbar yazısında şöyle denildi: ‘1956 doğumlu M.C., yayma akciğer tüberkülozu tanısıyla tedavi ediliyordu.’

Türkiye’de ilk kez, bulaşıcı hastalık tedavisini yarıda bırakıp kaçan hasta için gıyabi tutuklama kararı çıktı. Toplum sağlığını tehdit eden hasta bugün çıkarılacağı mahkemede tutuklanıp, 6 aya kadar hapisle yargılanacak ve aynı zamanda tedavi edilecek.

İçindekiler:

  1. 27.9.2004 tarihli Hürriyet’te yer alan haber (www.hurriyetiM.Com.tr)
  2. 27.9.2004 tarihli www.hurriyetiM.Com.tr adresinde yer alan haber üzerine 7 adet yorum.
  3. 28.9.2004 tarihli Hürriyet’te yer alan haber (www.hurriyetiM.Com.tr)

27/09/2004

Tutuklayın ve tedavi edin

Süleyman DEMİRKAN

Hastanın tedaviyi yarıda kesip kaçtığını Nazilli Verem Savaş Dispanseri savcılığa ihbar etti. Dr. Seren Arpaz’ın ihbar yazısında şöyle denildi: ‘1956 doğumlu M.C., yayma akciğer tüberkülozu tanısıyla tedavi ediliyordu.’

Türkiye’de ilk kez, bulaşıcı hastalık tedavisini yarıda bırakıp kaçan hasta için gıyabi tutuklama kararı çıktı. Toplum sağlığını tehdit eden hasta bugün çıkarılacağı mahkemede tutuklanıp, 6 aya kadar hapisle yargılanacak ve aynı zamanda tedavi edilecek.

DİRENÇLİ

akciğer tüberkülozuna yakalanan Nazillili M.C, bulaşıcı olan ve toplum sağlığını tehdit eden bu hastalığının tedavisini yarıda bırakıp kaçınca, Türkiye’de ilk kez bir hasta için giyabi tutuklama kararı çıkarıldı. Nazilli Verem Savaş Dispanseri’nin ihbarı üzerine Nazilli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebiyle, mahkemece gıyaben tutuklanan M.C.’nın, yaklaşık 2 ay tedaviden sonra 3 Ağustos’ta tedaviden kaçtığı öğrenildi.

Hasta sanık M.C. önceki gün yakalanıp tedavi gördüğü hastanaye getirildi. M.C bu sabah da Nazilli İkinci Asliye Ceza Mahkemesi’nde mevcutlu olarak yargılanacak. Firari hasta M.C. için Nazilli Verem Savaş Dispanseri’nde Uzm. Dr. Seren Arpaz, Nazilli Cumhuriyet Savcılığına yazdığı ihbarda özetle şöyle denildi:

TÜBERKÜLOZLU

‘Dispanserimiz hastalarından 191994 protokol no’lu 1956 doğumlu M.C., yayma akciğer tüberkülozu tanısıyla 23.10.2003’te tedaviye alındı. Genel durumunun bozuk olduğu için iki ay süreyle İzmir Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde yatarak tedavisi sağlandı. Hastane çıkışında dispanserimiz denetiminde Yenipazar Sağlık Ocağı’nın katkılarıyla tedavisine doğrudan gözetimli olarak devam edildi.

GİDER DEVLETTEN

Ancak hasta 20.01.2004’de nereye gittiğini söylemeden Yenipazar’dan ayrıldı. Sağlık ve Emniyet teşkilatının hastayı bulma girişimleri sonuçsuz kaldı. 18.6.2004’te dispanserimize kendiliğinden başvuran evsiz barksız hastanın tüm giderleri dispanserimiz ve Nazilli Verem Savaşı Derneği’nce karşılanarak hasta yeniden tedaviye alındı. Ancak 3.8.2004’te tedaviyi yeniden terk etti.

MASUMLARA YAYIYOR

En kısa sürede tedavisine yeniden başlanmazsa; hastadaki basiller direnç kazanacak, bu durumda tedavi maliyetleri en az 100 kat artacak ve bu kez topluma dirençli basil yaydığı için hastayla aynı havayı soluyan masum insanlar dirençli basile enfekte olacaklar. Böylece bu masum insanların, tedavi şansları daha baştan yarı yarıya azalacak.

GEREĞİNİ YAPIN

Tedavisi için olağanüstü çaba gösterilen bu hasta tedavisini terk ettiğinden dolayı, toplum sağlığı açısından büyük bir tehlike oluşturuyor. Toplum içinde eğlence yerleri, toplu taşıma araçları gibi yerlerde etrafa basil saçarak enfeksiyonu yayıyor. Hastamız M.A. hakkında gereğinin yapılmasını arz ederim.’

6 AY HAPİS

Ayrıca Cumhuriyet Savcısı İbrahim Çiçek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ‘bulaşıcı hastalık mikrobu taşıyanların, hem kendi ve hem de toplum sağlığının korunması açısından tutuklanabileceğine’ ilişkin 5. maddesi (e) bendine atıfla bir de dava açtı. Bu sabah saat 09.00’da Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne çıkarılacak olan M.C.’nin tedavisi kaldığı yerden sürecek. Ancak halkın sağlığını tehlikeye düşürmekten dolayı da 6 ay hapis istemiyle yargılanmaya başlanacak.

ABD de tutukluyor

Sağlık Bakanlığı eski Verem Savaş Daire Başkanı olan Doç. Dr. Şeref Özkara, bulaşıcı hastalığı olup da, tedaviden kaçan hastaların başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerde, mahkeme kararıyla ve zorla tedavi edildiklerini bildirdi. Özkara, şunları söyledi: ‘Doğrudan gözetimli tedavi hastalara her doz ilacın, bir görevli tarafından bizzat içirilmesidir. Hava yolu ile ve tamamen rastlantı eseri olan verem bulaşmasının önlenmesinde yapılması gereken en önemli şey hastaların tedavisidir.’



Kaçan hastaya tutuklama emri

Bu Haberle ilgili sizin yorumlarınız 27.09.2004

Memduh Atak 27.09.2004 - 14:45
Hayret birşey, sağlık konusunda ilk defa devlet gibi davranmışız. Darısı diğer kurum ve kuruluşların görev sahasına giren konuların ve kuluşların başına.

Zeki Kılıçaslan 27.09.2004 - 14:03
BASIN AÇIKLAMASI Türkiye Ulusal Verem Savaşı Dernekleri Federasyonun (TUVSDF), ülkemizde verem savaşının bir aşamasını yansıtan bugün Hürriyet gazetesinde yayımlanan haber ile ilgili görüşleri aşağıdadır: (TUVSDF, verem savaşında, Sağlık Bakanlığı’na destek olan bir çaba içindedir. Kuruluşu 1948 olan federasyonumuz, ülkemizde çalışmakta olan 200’e yakın verem savaşı derneği ile birlikte çalışmaktadır. Faaliyetleri konusunda www.verem.org.tr adresinden bilgi alınabilir.) Nazilli Verem Savaşı Dispanseri, Türkiye’ye doğrudan gözetimli tedavi konusunda öncülük yapmıştır. Söz konusu hastasının tedavisini tamamlayabilmek için bütün tıbbi, sosyal ve ekonomik imkanlarını seferber etmiş, bunlarla başarılı olamayınca son çare olarak mahkemeye başvurmuştur. Genel Sağlığı Koruma (Umumi Hıfzıssıhha) Kanununda (madde 119) bu hastalar için karantina önerilmektedir. Hasta ya tedavi olur, ya da topluma bulaştırmasının önlenmesi için karantinaya alınır. Bu uygulama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından da kabul edilmektedir. Günümüzde verem savaşının en önemli hedefi, bulaştırıcı verem hastalarını bulup, tümüyle iyileştirene kadar, şifa sağlanana kadar tedavi etmektir. Bütün Dünyada Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi olarak adlandırılan verem savaşının temel programı, hastaları bulup tedavi etmek üzerine kuruludur. Verem hastaları, basilleri (mikropları) akciğerlerinden, öksürükle, konuşmakla, hapşırmakla ortama saçarlar. Sağlıklı kişiler de bu basilleri nefes alırken akciğerlerine çekerek hastalanırlar. Bu nedenle, bulaşmanın durdurulması, havada verem mikrobunun olmamasının sağlanması ancak mikrop saçan hastanın tedavisi ile mümkündür. Tedavide en önemli sorunlardan birisi, hastaların ilaçlarını düzenli içmemeleri ya da henüz tedavi tamamlanmadan, kısmen iyileştikleri için tedaviyi terk etmeleridir. Tedaviyi düzenli ve doğru şekilde sürdürmek için hastalara ilaçları bir görevli tarafından bizzat içirilmesi günümüzde standart tedavi yöntemidir ve buna “doğrudan gözetimli tedavi (DGT)” denilmektedir. Verem savaşı dispanserleri, verem hastalarının tedavisinin sürdürülmesi ve tamamlanmasında merkez/koordinatör rolündedir. Sağlık ocakları ya da başka görevliler eliyle de ilaçların düzenli içirtilmesini sağlarlar. Günümüzde ancak pilot çalışma olarak çok sınırlı bölgelerimizde uygulanan “doğrudan gözetimli tedavinin” bir an önce tüm Türkiye de uygulanması için Sağlık Bakanlığını bir kere daha harekete geçmeye çağırıyoruz. Nazilli Verem Savaşı Dispanseri, verem hastalarını başarıyla tedavi etmek konusunda öncü, fedakar ve bilimsel bir çaba içindedir. Kendilerini tebrik ediyoruz. Not: Basında hasta adı ve resminin kullanılmamasını özellikle hatırlatmak istiyoruz, çünkü, biz hastalarımızın topluma sunulmasının yanlış olduğunu etik olarak biliyoruz; hukuki olarak da hatalı olduğunu düşünüyoruz. Prof.Dr.Zeki Kılıçaslan Türkiye Ulusal Verem Savaşı Dernekleri Federasyonu/ 2. Başkanı

Mahir KABALAK 27.09.2004 - 11:37
Ben bir Ankara Üniversitesi SAĞLIK YÖNETİMİ bölümü öğrencisi olarak öncelikle böyle bir vakanın ülkemizde kötü sonuçlar doğurmasından korkmaktayım. verem hastalığının bir salgın haline gelme ihtimali bile bizim için oldukça üzüntü verici olduğu kanaatindeyim. bir insanın ihmalinin bir başkasına, masum tek bir insana dahi zarar vermesi ülkemiz için kötü bir etiket insanımız için büyük haksızlıktır. yetkililerin bu konudaki hassasiyeti bizi memnun edecektir. saygılarımla

Cumhur Yali 27.09.2004 - 10:35
Tutuklama karari cikartan hakime tebrikler.Belediye ekipleri ve zabitalar örnek alsinlar halkin sagliginla oynayan yiyecek maddesi üreten firin,pastane ve sucuk üretimi v.b gibi yerleri 3-4 gün kapama yerine tutuklama karari ciksa ancak önüne gecilir. Tebrikler

Nesrin adıgüzel 27.09.2004 - 10:04
Ne güzel böyle haberlerle karşılaşmak.Tabiki sözünü ettiğim olay doktorumuzun ve savcımızın duyarlılığı.Her ikisine de toplumumuz adına teşekkür ve tebrik ediyor aynı özenle uzun yıllar görevlerinde başarılar diliyorum.Hastamıza da acil şifalar ve sabır diliyorum. Umarım bu tarz haberler adam sendecilikle görev yapan tüm çalışanlara örnek olur.Bir eğitimci olarak toplumdaki bu yozlaşmada katkımız olduğunu düşünüyor ve çok üzülüyordum.Demekki iyi bireyler de yetiştirebiliyormuşuz.Çok mutlu oldum.Doktor ve savcımızın yetişmesinde katkıları olan, başta aileleri olmak üzere herkesi tebrik ve teşekkür ediyorum.Bu olayın haber yapıp bizlere ulaştırdığınız içinde siz hürriyet çalışanlarına teşekkür ediyorum.Sağlıklı ve mutlu günler dileğimle.

Kadriye Topak 27.09.2004 - 08:52
bu hasta nasıl kaçıyo? Bu kadar tehlikeli bir virüse sahipse karantina da bulundurulmuyor mu? Çoluk çocuğun günahını kim üstlenecek şimdi bu bulaştırırsa?

Mehmet Bilir 27.09.2004 - 08:17
İşte halkını düşünen bir doktor. seni yürekten tebrik ediyorum.. Kesinlikle senin siyasete atılman gerek.. İnşallah halkını düşünen bir insan olarak seni siyasette görürüz.. Diğerlerine örnek olursun

28.9.2004

Kaçak hasta sulh cezaya
Yalçın ATA - Rifat YÜZER / AYDIN, DHA

Dirençli akciğer tüberkülozu tedavisini yarım bıraktığı için hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarılarak yeniden tedaviye başlaması sağlanabilen M.C.'nin yargılanmasına dün başlandı. Nazilli Asliye Ceza Mahkemesi, kendisinin yanı sıra toplum sağlığı için de tehlike oluşturduğu için hakkında 3-6 ay hapis cezası istemiyle dava açılan M.C. ile ilgili görevsizlik kararı verdi. Dosya Sulh Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

Aydın'ın Yenipazar İlçesi'nde yaşayan 48 yaşındaki M.C.'ye 2003'ün Ekim ayında Nazilli Verem Savaş Dispanseri'nde tüberküloz teşhisi konularak İzmir Göğüs Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edildi. M.C., iki ay İzmir'de tedavi gördü. Nazilli'deki dispanser, ‘kontrollü tedavi’yi sürdüreceklerini bildirerek, taburcu edilen hastanın kendilerine yönlendirilmesini istedi. M.C., 20 Ocak'a kadar Nazilli'de tedavisine devam ettikten sonra kayboldu. M.C. 18 Haziran'da dispansere yeniden geldi. Kalacak yeri olmadığı için kent dışına çıktığını söyledi. Tedavi yine başladı. Ancak M.C. ağustos başında yine kayboldu. Bu kez Dispanser Başhekimi Dr. Seren Arpaz, Hıfzıssıhha Kanunu'na göre suç duyurusu yaptı.

BEDAVA YEMEK

M.C. hakkında gıyabi tutuklama kararı verildi. M.C. 24 Ağustos'ta ortaya çıkıp savcılığa gitti. M.C., ‘Barınacak yerim yok. İşsizim. Yiyecek, içecek sağlamam mümkün değil. Bu nedenle tedaviyi aksattım. İstanbul'a gittim’ dedi.

Bu ifade üzerine tedavisini sürdürmesi şartıyla M.C. serbest bırakılırken, Nazilli Asliye Ceza Mahkemesi'nde hapis cezası istemiyle dava açıldı. Dispanser yönetimi ve Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nın kalacak yer sağladığı, üç lokantacının da günde üç öğün yemek verdiği M.C. dünkü ilk duruşmaya gelmedi. Başhekim Seren Arpaz ,hakime, ‘Amacımız hastayı tutuklatmak değil. Bulaşıcı hastalık taşıyor. Kontrol altında tutulması, tedavisinin sürmesi gerekiyor. Çünkü sorun toplumsal’ dedi.

‘MAĞDUR OLDUM’

Duruşmaya gitmeyen M.C. ise, DHA muhabirine "Kaçmadım. Sağlıklıyım. Lunaparkta çalışıp geçimimi sağlıyorum" diye dert yandı. M.C. şöyle konuştu: ‘Dispansere gidip ilaçlarımı almaya devam edeceğim. Daha önce işlerim nedeniyle Yalova ve İstanbul'a gittim. O nedenle dispansere gidemedim. Dönünce tedavime yeniden başladım." Başhekime de sitem eden M.C. ‘Kendi reklamını yapıyor. Benim gibi çok hasta var. Hakkımda dava açılınca herkes benden kaçar oldu. Mağdur oldum. Kahvehaneye bile sokmuyorlar. Şu anda sağlıklıyım. Şimdi resmimi yayınlarsanız, Nazilli'de de herkes benden kaçar’ diye konuştu.
 

© Copyright 2004 Hürriyet
 
11 Haziran 2020 Perşembe
engage in videoARI@NYY: Francisco men and women regarding first struck as being a Yankee